2 min read

Financial Times - Çin tahvilleri Japonlaşıyor mu?

Financial Times Çin'de sürekli düşen tahvil getirileriyle ilgili güzel bir yazı kaleme almış. Özetini aşağı bırakıyorum. İlginç konu.

Çin Tahvil Piyasası ‘Japonlaşma’ ile Mücadele Ediyor - FT (Özet)

Japonya’nın uzun vadeli tahvil getirileri, yıllarca %1’in altında seyrettikten sonra, Tokyo’nun onlarca yıllık deflasyonun ardından para politikasını normalleştirmesiyle, Çin’in üzerine çıkarak %2,27’ye yükseldi.

Ancak bazı yatırımcılar, deflasyonun Çin ekonomisinde çok derinleştiğini; mali veya parasal politikalarla kolayca çözülemeyeceğini düşünüyor. Bu da getirilerin daha da düşeceği anlamına geliyor.

Lombard Odier’in Asya Baş Yatırım Sorumlusu John Woods, “Çin devlet tahvillerinin kaçınılmaz yönü, getirilerin daha da düşmesidir,” dedi ve yetkililerin deflasyonu nasıl engelleyebileceğinden “tam olarak emin olmadığını” belirtti.

“Çin, düşük getiri ortamı haline gelecek ve muhtemelen öyle kalacak,” diye ekledi.

Çin ve Japonya Benzerliği

Kimi yatırımcılar, Çin ekonomisindeki bazı koşulların, 1990’larda Japonya’da görülenlere benzediğini düşünüyor. Japonya’da emlak balonunun patlaması, onlarca yıllık durgunluğa yol açmıştı.

Çin’de yakıt ve gıda hariç çekirdek enflasyon, Ekim ayında %0,2 seviyesindeydi. Japonya’da ise çekirdek enflasyon, %2,3 ile altı ayın en yüksek seviyesine çıkarak faiz artışı beklentilerini güçlendirdi.

ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın Çin’den yapılan ithalata %10 ek gümrük vergisi getirme sözü de büyüme için bir tehdit olarak görülüyor.

RBC BlueBay Asset Management’ta gelişen piyasalar stratejisti Zhenbo Hou, Çin’in para politikasının “bir süre daha destekleyici kalacağını” söyledi. Konut ve hisse senedi piyasalarını canlandırmaya yönelik önlemler geçici olarak getirileri artırsa bile bu durumun uzun sürmeyeceğini belirtti. “1990’lar Japonya’sı hâlâ bir referans noktası olmaya devam ediyor,” diye ekledi.

Pekin’in Mücadele Çabaları

Pekin, ekonomisinin “Japonlaşması” ile uzun süredir mücadele ediyor ve uzun vadeli büyümeyi artırma hedefiyle yüksek teknoloji, yeşil enerji ve elektrikli araç sektörlerine büyük yatırımlar yaptı.

Yetkililer, yakın zamanda uzun vadeli tahvil getirilerini yükseltmeye çalışmak için devlet tahvil piyasasına müdahale etti ve yerel bankaları uzun vadeli borçlanmada oluşabilecek bir “balon” konusunda uyardı. Bu tür bir balonun, finansal sistemde bir likidite krizine yol açabileceği ifade edildi.

Goldman Sachs analistleri, Temmuz ayında yayımladıkları bir raporda, “Bazı [Çinli] politika yapıcılar, düşük uzun vadeli getirileri, düşük büyüme ve enflasyon beklentilerinin bir işareti olarak görüyor ve bu kötümser duyguyla mücadele etmek istiyor gibi görünüyor,” dedi.

Ancak bu yıl deflasyonist baskılar daha da yoğunlaştı. Zayıf ekonomik veriler, ekonomiyi canlandırmak için büyük bir teşvik paketi çağrılarının artmasına neden oldu.

Covid-19 pandemisinden bu yana en büyük parasal teşvik ve 10 trilyon yuanlık (1,4 trilyon dolar) bir mali paket başlatılmasına rağmen, tahvil getirileri düşmeye devam etti. Bu durum, yerli yatırımcıların Çin’in zayıflayan hisse ve gayrimenkul piyasaları yerine alternatifler aradığını gösteriyor.

BNP Paribas’tan baş Çin döviz ve faiz stratejisti Ju Wang, “Bu, küresel finansal piyasalardaki yeni gerçeklikle tutarlı: ABD-Çin ayrışması ve Çin’in deflasyonist riski,” dedi.

“Dünyanın geri kalanı enflasyonist risklerle karşı karşıya… ama Çin’de fazla kapasite için yeterli talep yok.”

Gelecek Beklentileri

Birçok yatırımcı, tahvil piyasasında hikâyeyi değiştirmek için hükümetin daha fazlasını yapması gerektiğine inanıyor.

Russell Investments Baş Yatırım Stratejisti Andrew Pease, “Tüketim artırılmadıkça ve yatırımlar azaltılmadıkça deflasyon baskılarından kurtulmak zor olacak,” dedi.

“[Pekin için] bu büyük bir politika değişikliği anlamına gelir.”